Beyniniz vücudunuzdaki en önemli organdır. Kalbinizin atmasını, akciğerlerinizin nefes almasını ve vücudunuzdaki tüm sistemlerin çalışmasını sağlar. Bu nedenle sağlıklı beslenme alışkanlıklarıyla beyninizin ideal düzeyde çalışmasını sağlamak çok önemlidir.
Bazı yiyecekler beyniniz üzerinde olumsuz etkilere sahiptir. Hafızanızı, ruh halinizi etkiler ve bunama riskinizi arttırır. Ancak, belirli yiyecekleri beslenmenizden çıkararak hastalık riskini azaltmaya yardımcı olabilirsiniz.
Beslenmenizden çıkarmanız gereken gıdaların listesi:
Şekerli İçecekler
Şekerli içecekler; meyveli sodalar, spor içecekleri, enerji içecekleri ve meyve suyu gibi içecekleri içerir.
Şekerli içecekleri çok sık tüketmeniz yalnızca bel çevrenizin genişlemesi, tip 2 diyabet ve kalp hastalığı riskinizi arttırmaz, aynı zamanda beyniniz üzerinde de olumsuz etkilere neden olur.
Aşırı şekerli içecek tüketimi, Alzheimer hastalığı riskini arttırdığı gösterilen tip 2 diyabetin gelişme olasılığını arttırır. Ek olarak, kandaki yüksek şeker seviyeleri, diyabeti olmayan kişilerde bile bunama riskini arttırabilir.
Birçok şekerli içeceğin birincil bileşeni, %55 fruktoz ve %45 glikozdan oluşan yüksek fruktozlu mısır şurubudur.
Yüksek fruktoz alımı obezite, yüksek tansiyon, yüksek kan yağları, diyabet ve arteriyel disfonksiyona yol açabilir. Metabolik sendromun bu yönleri, uzun vadede bunama gelişme riskinde artışa neden olabilir.
Şekerli içeceklerin yerine tercih edilebilecek alternatifler arasında; su, şekersiz buzlu çay, bitki çayları, sebze suyu ve bitkisel süt ürünleri bulunur.
Rafine Karbonhidratlar
Rafine karbonhidratlar, şekerleri ve beyaz un gibi yüksek oranda işlenmiş tahılları içerir.
Bu tür karbonhidratlar genellikle yüksek bir glisemik indekse (GI) sahiptir. Bu, vücudunuzun onları hızla sindirdiği, kan şekeri ve insülin seviyelerinizde bir artışa neden olduğu anlamına gelir. Ayrıca, daha büyük miktarlarda tüketildiğinde, bu yiyecekler genellikle yüksek bir glisemik yüke (GL) sahiptir. GL, porsiyon boyutuna bağlı olarak bir yiyeceğin kan şekeri seviyenizi ne kadar yükselttiğini ifade eder.
Yüksek GI ve yüksek GL’ye sahip olan gıdaların beyin fonksiyonlarını bozduğu görülmüştür. Araştırmalar, yüksek glisemik yüke sahip tek bir öğünün bile hem çocuklarda hem de yetişkinlerde hafızayı bozabileceğini göstermiştir.
Bu nedenle günlük beslenme rutininde olabildiğince düşük GI karbonhidratlar, sebzeler, meyveler, baklagiller ve tohumlar tercih edilmelidir.
Trans Yağlardan Zengin Gıdalar
Trans yağlar, beyin sağlığı üzerinde zararlı bir etkiye sahip olabilen bir tür doymamış yağ çeşididir. Trans yağlar, et ve süt ürünleri gibi hayvansal ürünlerde doğal olarak bulunur ve bunlar büyük bir endişe kaynağı değildir. Burada problem yaratan, hidrojene bitkisel yağlar olarak da bilinen endüstriyel olarak üretilen trans yağlardır.
Bu yapay trans yağlar, katı yağ, margarin, krema, aperatif yiyecekler, hazır kekler ve önceden paketlenmiş kurabiyelerde bulunabilir.
Araştırmalar, insanların daha yüksek miktarda trans yağ tükettiğinde Alzheimer hastalığı, daha zayıf hafıza, daha düşük beyin hacmi ve bilişsel gerileme riskinin arttığını göstermektedir.
Kalp sağlığı ve iltihaplanma dahil olmak üzere sağlığın diğer birçok yönü üzerinde de olumsuz etkileri vardır.
38 kadın üzerinde yapılan bir araştırmada, doymamış yağa göre daha fazla doymuş yağ tüketenlerin hafıza ve tanıma işlevinde daha kötü performans gösterdiği görülmüştür.
Omega-3 yağ asitlerinden zengin beslenmenin bilişsel gerilemeye karşı koruma sağladığı bilinmektedir. Omega-3'ler beyindeki antiinflamatuar bileşiklerin salgılanmasını arttırır ve özellikle yaşlı yetişkinlerde koruyucu bir etkiye sahiptir.
Balık, chia tohumu, keten tohumu ve ceviz gibi yiyecekleri yiyerek beslenmenizdeki omega-3 yağ miktarını arttırabilirsiniz.
İşlenmiş Gıdalar
Yüksek oranda işlenmiş gıdalar, şeker, ilave yağlar ve tuz bakımından yüksektir. Cipsler, tatlılar, hazır erişteler, mikrodalgada patlamış mısır, marketten alınan soslar ve hazır yemekler gibi yiyecekleri içerir. Bu yiyeceklerin genellikle kalori değeri yüksek ve besin değeri düşüktür. Bunlar kilo alımına neden olan ve beyin sağlığını olumsuz yönde etkileyen yiyeceklerdir.
Batı diyetindeki işlenmiş gıdaların besin bileşimi beyni olumsuz etkileyerek dejeneratif hastalıkların gelişimine katkıda bulunabilir.
18.080 kişiyi kapsayan bir araştırma, kızarmış yiyecekler ve işlenmiş etlerden zengin bir diyetin, öğrenme ve hafızada daha düşük puanlarla ilişkili olduğunu bulmuştur.
Hayvan çalışmaları ise sekiz ay boyunca yüksek yağlı, şekerden zengin bir diyetle beslenen sıçanların öğrenme yeteneğinde bozulma ve beyin plastisitesinde olumsuz değişikliklerin geliştiğini göstermiştir. Başka bir çalışma, yüksek kalorili bir diyetle beslenen sıçanların kan-beyin bariyerinde bozulmalar saptamıştır.
İşlenmiş gıdaların beyni olumsuz etkileme yollarından biri, beyin kaynaklı nörotrofik faktör (BDNF) adı verilen bir molekülün üretimini azaltmasıdır. Bu molekül, hipokampus dahil olmak üzere beynin çeşitli bölgelerinde bulunur ve uzun süreli hafıza, öğrenme ve yeni nöronların büyümesi için önemlidir. Bu nedenle herhangi bir azalmanın bu işlevler üzerinde olumsuz etkileri olabilir.
Dolayısıyla, hazır ve işlenmiş gıdalardan uzak durmakta, onun yerine sağlıklı ve doğal besinleri tüketmekte fayda vardır.
Alkol
Kronik alkol kullanımı beyin hacminde azalmaya, metabolik değişikliklere ve beynin iletişim kurmak için kullandığı kimyasallar olan nörotransmitterlerin bozulmasına neden olur.
Aşırı alkol tüketimi, alkolik olmayanlarda da olumsuz etkilere neden olabilir.
Bir defaya mahsus ağır içme olayları, "aşırı içki içme" olarak bilinir. Bu durum, beynin duygusal ipuçlarını normalden farklı yorumlamasına neden olabilir. Örneğin, insanların üzgün yüzlere karşı duyarlılığı azalır ve kızgın yüzlere karşı duyarlılığı artar. Duygu tanımadaki bu değişikliklerin alkole bağlı saldırganlığın bir nedeni olabileceği düşünülmektedir.
Ayrıca, hamilelik sırasında alkol tüketiminin fetüs üzerinde yıkıcı etkileri olabilir. Beynin hâlâ gelişmekte olduğu göz önünde bulundurulduğunda, alkolün toksik etkileri, fetal alkol sendromu gibi gelişimsel bozukluklara neden olabilir.
Gençlerde alkol kullanımı, beyin hâlâ gelişmekte olduğu için risklidir. Alkol içen gençlerin (içmeyenlere kıyasla) beyin yapısı, işlevi ve davranışlarında anormallikler gözlemlenmiştir.
Alkolün diğer bir olumsuz etkisi ise uyku düzenini bozmasıdır. Yatmadan önce çok miktarda alkol almak, uyku kalitesini düşürür.
Kısacası, özellikle genç veya genç bir yetişkinseniz aşırı alkol tüketiminden kaçınmalısınız. Hamileyseniz, alkolden tamamen kaçınmak en iyisidir.