Gülüş Tasarımında Uygulanan İşlemler Nelerdir? Gülüş tasarımında genellikle üstteki ve alttaki sekiz veya on dişe tedavi uygulanır. En sık kullanılan tedaviler arasında çoklu porselen kaplamalar yer alır; çünkü bunlar hem konservatif restorasyonlardır hem de oldukça estetik bir görünüş sağlarlar. Porselen kronlar, köprüler, implantlar ve hatta implant destekli protezler de kişinin ihtiyaçlarına bağlı olarak gülüş tasarımının bir parçası olabilir. Gülüş Tasarımı Süreci Ne Kadar Sürer?Tedavi süresi kişinin ağız ve diş yapısı ve ihtiyaçlarına göre 2-15 gün kadar sürebilir.

Gülüş Tasarımı: Gülüşünüzü Yeniden Tasarlayın

Ağız ve diş sağlığınız genel sağlık bütünlüğünüzün yanı sıra estetik görünüşünüz ve özgüveniniz açısından da büyük önem taşır. Gülüşünüzden memnun değilseniz, gülerken dişlerinizin görünmesinden endişe duyuyorsanız ve dişlerinizi saklıyorsanız, tüm bu sorunlara çözüm olarak gülüş tasarımı yaptırmayı düşünebilirsiniz. Böylelikle kısa sürede arzu ettiğiniz estetik gülüş ve görünüşe sahip olabilir, aynı zamanda özgüven artışı yaşayabilirsiniz. Gülüş Tasarımı Nedir?Gülüş tasarımı, bir veya daha fazla kozmetik diş hekimliği prosedürü aracılığıyla istenmeyen görünümün iyileştirildiği işlemdir. Kişiye özel oluşturulan tedavi planları, sağlık ve estetik odaklı tüm işlemleri içermektedir. Görünümünü değiştirmek isteyen veya dişleriyle ilgili sorunları olan herkes bu tedaviyi yaptırmayı düşünebilir.Bu işlemde; <ul><li>Diş çürükleri tedavi edilir</li><li>Çarpık dişler hizalanır</li><li>Diş arasındaki boşluklar kapatılır</li><li>Çıkıntılar azaltılır</li><li>Diş etlerindeki şekil bozuklukları düzeltilir</li><li>Dişlerin uzunluğu ve şekli değiştirilir</li><li>Eksik dişlerin yerine protez ya da implant yerleştirilir</li><li>Dişler beyazlatılır</li><li>Dudak konturları şekillendirilir</li></ul>veya yukarıda sayılanların herhangi bir kombinasyonu planlanabilir.

D vitamini, seks hormonlarının oluşumunda da rol oynar. Vücudunda yeterli düzeyde D vitamini olmayan bir kadının sağlıklı yumurtalıkları ve dolaşımındaki hormonal seviyeleri normal olsa bile, vücudu östrojene sağlıklı bir yanıt veremeyebilir.Tüm bunlardan anlaşılacağı üzere, D vitamini genel sağlığımız üzerinde oldukça önemli bir oynamaktadır. Bu nedenle, günlük ihtiyacımızı karşılamak mühimdir. Yaz aylarında güvenli miktarda güneşlenmek, kış aylarında ise D vitamini takviyesi kullanmakta fayda vardır. D vitamininin ciltte sentezlenmesi biraz zaman alır. Süreci hızlandırmak için vücudunuza bir miktar zeytinyağı ya da ince bir tabaka halinde susam yağı sürebilirsiniz. Takviyelerin emilimini arttırmak için ise öncesinde mutlaka yağlı besinler tüketmelisiniz.

Güneş Işığı Almanın ve D Vitamininin Faydaları

Günlük rutinde güneş ışığına maruz kalmak sağlıklı bir yaşam sürmek için gereklidir. Yeni yapılan bir araştırmaya göre, güneş ışığı kan damarlarını genişletmeye ve akışını iyileştirmeye yardımcı olan nitrik oksitin üretimini arttırmaktadır.Biyolojik ritmimizin iç kurulumuna da yine güneş ışığı sağlar. Epifiz bezimizin melatonin üretmesi için gündüz parlak gün ışığına, akşam vakitlerinde ise karanlığa ihtiyacı vardır. Bu nedenle, gün içerisindeki aydınlık ve karanlık ritmimiz uyku kalitemizi doğrudan etkiler. Melatonin üretimi yalnızca uyku döngüsünün belirleyicisi değildir. Aynı zamanda, yumurtalıklar ve doğurganlık için de büyük bir önem taşır. Diğer birçok hücresel ve hormonal işlevi etkileyerek ruh halini ve enerji seviyesini de belirler. Belki de en önemlisi, güneş ışığının cilt ile tepkimeye girerek kalp krizi, diyabet ve multipl skleroz gibi birçok hastalık riskinin azalmasını sağlayan D vitamininin üretimini sağlamasıdır. Pankreası insülin üretmesi için uyarır, diş sağlığını iyileştirir, kas tonusunu düzenler, baş ağrılarını hafifletir ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Aktif D vitamini en güçlü kanser hücresi inhibitörlerinden biridir. Kontrolden çıkmış hücre bölünmesini önleyerek kansere karşı koruma sağlar. Bu da onu, melanom dahil olmak üzere her türlü kansere karşı koruyucu bir kalkan haline getirir.

Peki, sirkadiyen ritmi olumsuz yönde etkileyen şeyler nelerdir? Düzensiz bir uyku programına sahip olmak: Uyku söz konusu olduğunda vücut tutarlılığı sever. Her gün farklı zamanlarda yatıp farklı zamanlarda uyanıyorsanız, sirkadiyen ritminiz ve ardından enerji seviyeleriniz bu durumdan olumsuz yönde etkilenecektir. Geç saatlerde elektronik cihaz kullanımı: Gece geç saatlerde bilhassa uyku öncesinde elektronik cihaz ve parlak ışık kullanımı melatonini baskılayarak sirkadiyen ritminizi bozar. Stresli olmak: Stres, sempatik sinir sistemini (savaş ya da kaç mekanizması) harekete geçirir ve bu da stres hormonu olan kortizolün salınmasına neden olur. Uyku vaktinde yüksek seyreden kortizol seviyeleri vücudunuzun iç saatini bozarak uyanık kalmanıza neden olabilir. Disbiyozis varlığı: Disbiyozis, bağırsaklarda bulunan faydalı ve zararlı bakterilerin oranında gelişen dengesizliğe verilen addır. Bu dengesizlik vücuttaki inflamasyonu arttırır ve birçok hastalığın kök sebebidir. Bunun yanı sıra, uyku kalitesini de önemli oranda düşürebilir. Yapılan çalışmalar, uyku apnesi, uykusuzluk ve narkolepsinin mikrobiyomdaki belirli dengesizliklerle bağlantılı olduğunu göstermiştir. Egzersiz eksikliği: Uyku ve egzersizin çift yönlü bir ilişkisi vardır. Egzersiz yapmak uyku kalitesini arttırırken, kaliteli uyku fiziksel performansı iyileştirir. Ancak bunun aksine, egzersiz yapmamak uykuyu olumsuz etkileyebilir ve yetersiz uyku da fiziksel performansı düşürebilir. Geceleri daha iyi uyuyabilmeniz için vücudunuzun gün içerisinde yorulması ve belirli bir miktarda enerji kaybı yaşamış olması gerekir. Düzenli bir hareket rutininiz olmadığında uyku sorunları yaşamanız olasıdır. Yatmadan önce büyük öğünler yemek: Günün erken saatlerinde daha büyük öğünler yemenin ve gece geç saatlerde daha küçük öğünleri tercih etmenin uyku kalitesini arttırdığı bilinmektedir. Uyumadan 3-4 saat önce beslenmenin sona ermesi ve vücudun artık sindirim işini halletmiş olması oldukça önemlidir.

Sirkadiyen Ritim ve Ritmi Olumsuz Etkileyen Faktörler

Sirkadiyen ritim, ne zaman uyandığınızı, ne zaman uyuduğunuzu ve gün boyunca enerjinizin nasıl dalgalandığını belirleyen iç saatinizdir. Vücudunuzun iç saatini desteklemek için yapabileceğiniz şeyler olduğu gibi, onun bozulmasına neden olan şeyler de yapıyor ya da yaşıyor olabilirsiniz.

Kan şekeri düzeyi ile ruh hali arasındaki ilişki çift yönlüdür. Kan şekeri ruh halini etkileyebileceği gibi, bir kişinin ruh hali de kan şekeri seviyelerini etkileyebilir. Yapılan bazı çalışmalar ruh hali ve stresin kan şekeri seviyelerinde dalgalanmalara neden olabileceğini göstermektedir. Bunun nedeni, stresli koşullar altında kortizolün karaciğerdeki glukoneogenez yoluyla protein depolarından yararlanarak vücuda glikoz sağlamasıdır. Bu enerji, kişinin herhangi bir stres faktörü ile savaşmasına ya da kaçmasına yardımcı olur. Ancak, uzun vadede yüksek kortizol sürekli olarak glikoz üreterek kan şekeri seviyelerinin yükselmesine neden olur. Bu çift yönlü ilişkideki dengeyi korumak kişinin hem fiziksel hem de ruh sağlığını, aynı zamanda kurduğu ilişkilerin kalitesini artırmaya yardımcı olur. Kan şekeri dalgalanmalarında gelişebilecek olası semptomları bilmek, bu semptomların yönetiminde hem kişinin hem de çevresindekilerin durumu daha iyi yönetmesini sağlayabilir.

Diyabetin Ruh Sağlığına Etkileri

Diyabet fiziksel sağlığı olduğu kadar ruh sağlığını da etkileyen metabolik bir hastalıktır. Kan şekerinde meydana gelen değişiklikler ruh halini doğrudan etkileyebilir. Hiperglisemik veya hipoglisemik ataklar geçirmek kişinin düşüncelerine etki edebileceği gibi yaşamının tüm alanlarına sirayet edebilir. Bu durum kişide stres yaratabileceği gibi sosyal ilişkilerine de olumsuz şekilde yansıyabilir. Diyabetin bu tür etkilerinin olduğunu bilmek, kişinin kendisiyle ve çevresindeki insanlar ile daha sağlıklı ilişkiler kurmasına yardımcı olabilir.Yüksek kan şekeri ruh halini şu şekilde etkileyebilir:<ul><li>Konsantrasyon güçlüğü</li><li>Gerginlik ve kaygı</li><li>Yorgunluk veya düşük enerji</li></ul>Aynı zamanda, vücut kan şekerini dengelemek için adrenalin salgılayabilir. Bu salınım ile vücudun savaş ya da kaç tepkisi aktif hale gelir. Bu da şu şikâyetlere yol açabilir:<ul><li>Baş dönmesi</li><li>Görme bozuklukları</li><li>Yüksek farkındalık</li><li>Huzursuzluk</li><li>Sinirlilik</li></ul>Ruh halini etkileyebilecek düşük kan şekeri belirtileri ise şunlardır:<ul><li>Sinirlilik</li><li>Endişe hissi</li><li>Kafa karışıklığı</li><li>Koordinasyon, konsantrasyon ve karar verme güçlüğü</li><li>Saldırganlık ve sabırsızlık</li><li>Kişilik ve davranış değişiklikleri</li></ul>

Gülüş Tasarımı: Gülüşünüzü Yeniden Tasarlayın

Hemen BirRandevu Alın

Hemen Bir
Randevu Alın